Türkiye’de uzun yıllardır “yaşa takılanlar” olarak bilinen ve prim gün sayısını doldurmalarına rağmen yaş şartı nedeniyle emekli olamayan milyonlarca çalışan, erken emeklilik yollarını araştırmaya devam ediyor. 1999, 2005 ve 2008 yıllarında yapılan düzenlemelerle kademeli yaş sınırının getirilmesi, pek çok vatandaşın emeklilik planlarını kökten değiştirmiş ve yeni çözüm yolları aramalarına yol açmıştı.
Bu noktada öne çıkan seçeneklerden biri ise malulen emeklilik. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) mevzuatına göre, yalnızca belirli koşulları sağlayan çalışanlar, yaşa bakılmaksızın emekli olabiliyor. Peki bu süreç nasıl işliyor, hangi şartlar aranıyor ve kimler bu haktan yararlanabiliyor?
SGK’da Normal Emeklilik İçin Üç Temel Kriter
Sosyal Güvenlik Kurumu, normal emeklilik başvurularında üç temel kriteri arıyor: prim gün sayısı, sigortalılık süresi ve yaş koşulu. Bu üç kriterden herhangi biri eksik olduğunda, çalışanlar emeklilik hakkını elde edemiyor. Özellikle yaş kriteri, uzun yıllar boyunca prim ödemiş pek çok kişiyi mağdur ediyor. Bu nedenle SGK, bazı istisnai durumlarda yaş şartını esneterek malulen emeklilik hakkı tanıyor.
Malulen emeklilik, temel olarak sağlık sorunları nedeniyle iş gücünü kaybeden çalışanlar için oluşturulmuş bir güvence mekanizması. 2025 yılı itibarıyla geçerli mevzuata göre, malulen emeklilik hakkından yararlanmak isteyen bir çalışanın:
- En az 1800 gün prim ödemesi bulunması,
- 10 yıllık sigortalılık süresini tamamlamış olması,
- SGK tarafından yetkilendirilmiş sağlık kurulu raporu ile çalışma gücünde en az %60 kayıp olduğunun belgelenmesi gerekiyor.
Önemli bir koşul daha var: sağlık sorunlarının, sigorta başlangıç tarihinden sonra ortaya çıkmış olması gerekiyor. Bu şartları sağlayan çalışanlar, yaşa bakılmaksızın emeklilik dilekçesi vererek aylık emekli maaşı almaya hak kazanıyor.
Başvuru Süreci ve Kadın-Erkek Çalışanlar İçin Avantajlar
Malulen emeklilik başvurusu yapmak isteyen bir çalışan, öncelikle SGK İl Müdürlüğü’ne başvuruda bulunuyor. Ardından SGK, başvuruyu resmi sağlık kurumuna yönlendiriyor ve detaylı muayene ile tetkikler yapılıyor. Sağlık kurulu raporunda %60 ve üzeri iş gücü kaybı tespit edilirse, emeklilik hakkı onaylanıyor. Raporda yer alan “heyet raporu” ve SGK onayı, sürecin geçerliliği için kritik önem taşıyor.
Kadın çalışanlar, doğum sonrası analık izni ve doğum borçlanması gibi avantajlardan yararlanarak prim gününü artırabiliyor ve böylece erken emeklilik için daha avantajlı hâle gelebiliyor. Erkek çalışanlar ise askerlik borçlanması ile sigorta başlangıç tarihini geri çekerek emeklilik yaşını öne alabiliyor. Her iki durumda da temel belirleyici unsur, malulen emeklilik kapsamında sağlık raporu ve iş gücü kaybı oranı oluyor.
Uzmanlar, malulen emekliliğin geniş kitleler için değil, yalnızca ciddi sağlık sorunları nedeniyle çalışamaz duruma gelenler için tasarlandığını vurguluyor. %60 iş gücü kaybı şartının net bir sınır oluşturduğunu belirten sosyal güvenlik uzmanları, bu hakkın yaşa takılan tüm çalışanlar için bir çözüm olmadığını ifade ediyor.