Türkiye’de son dönemde döviz kurlarındaki dalgalanma, yüksek enflasyon ve artan vergi yükleri, sıfır araç fiyatlarını hızla yukarı çekiyor. Ancak bu ekonomik tabloya rağmen, bazı vatandaşlar yasal olarak ciddi bir avantajdan yararlanabiliyor: ÖTV’siz sıfır araç alma hakkı.
Engelli bireylerin toplumsal hayata katılımını desteklemek amacıyla yürürlüğe konan bu uygulama, hem sosyal hem de ekonomik açıdan büyük önem taşıyor. Peki, kimler bu ayrıcalıktan yararlanabiliyor? Şartlar neler? 2025 yılı itibarıyla güncel koşullarıyla tüm detayları sizin için derledik.
Engelli Bireyler İçin ÖTV Muafiyeti: Kimler Yararlanabiliyor?
Türkiye’de sıfır kilometre araçların fiyatlarının yükselmesindeki en büyük etkenlerden biri Özel Tüketim Vergisi (ÖTV). Ancak engelli vatandaşlar, belirli koşulları sağladıklarında bu yüksek vergiden tamamen muaf tutulabiliyor. Bu uygulama, özellikle ulaşımda bağımsızlık kazanmak isteyen bireyler için büyük bir kolaylık sağlıyor.
Muafiyet hakkı, engel oranına göre farklı kategorilerde düzenlenmiş durumda.
%40 ila %89 oranında engeli bulunan bireyler, kendilerine uygun özel tertibatlı araç alabiliyor. Bu kişilerin, engel durumlarını belirten sağlık kurulu raporu ve yeni tip sürücü belgesi sahibi olmaları şart.
%90 ve üzeri engeli olan bireyler ise ehliyet şartı olmadan bu haktan faydalanabiliyor. Bu durumda aracı, kişinin kendisi ya da noter vekaleti verdiği bir yakını satın alabiliyor. Ayrıca, engelli bireyin eşi, çocukları veya noter üzerinden işe alınan bir şoför tarafından da kullanılabiliyor.
Bu şartların tamamı, devletin sosyal politikaları kapsamında engelli bireylerin hem ekonomik yükünü hafifletmek hem de toplumsal katılımlarını artırmak amacıyla uygulanıyor.
ÖTV’siz Araç Alımında Dikkat Edilmesi Gereken Kurallar
Her ne kadar ÖTV muafiyeti önemli bir avantaj sunsa da, bu hakkın kötüye kullanılmaması için belirli yasal sınırlamalar bulunuyor. Satın alınan ÖTV’siz araç en az 10 yıl boyunca satılamıyor. Eğer araç erken satılmak istenirse, daha önce ödenmeyen verginin devlete geri ödenmesi zorunlu hale geliyor. Ayrıca, rapor sahibinin dışında aracı kullanan kişilere yönelik yaptırımlar da mevcut.
Uzmanlara göre, bu düzenleme hem vergi kaybını önlemek hem de uygulamanın gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlamak için hayati öneme sahip.
Öte yandan, ÖTV muafiyetli araçların bakım ve sigorta süreçleri de genellikle daha avantajlı şekilde ilerliyor. Bu da hem alım hem de kullanım sürecinde uzun vadeli bir tasarruf anlamına geliyor.
Kimlerin bu haktan yararlanabileceği konusunda yalnızca fiziksel engeller değil; görme, işitme, zihinsel ya da kronik hastalıklar da dikkate alınıyor. Bu değerlendirme, yalnızca yetkili sağlık kurulları tarafından hazırlanmış resmi raporlarla belirleniyor.
Sosyal Destek mi, Ekonomik Fırsat mı?
Uzmanlar, ÖTV muafiyetinin yalnızca bir ekonomik kolaylık olmadığını, aynı zamanda engelli vatandaşların toplumsal hayata daha aktif şekilde katılımını sağlayan bir sosyal politika aracı olduğunu vurguluyor. Özellikle ulaşımda özgürlük ve bağımsızlık hissinin, yaşam kalitesini doğrudan etkilediği ifade ediliyor.
Ancak yetkililer, bu uygulamanın kötüye kullanılmaması gerektiğine de dikkat çekiyor. Son yıllarda bazı kişilerin, engelli bireylerin adına araç alarak avantaj elde etmeye çalıştığına yönelik denetimler sıkılaştırıldı.
2025 yılı itibarıyla, ÖTV’siz araç alım hakkı hem sosyal bir destek hem de ekonomik anlamda büyük bir nefes alma fırsatı sunuyor. Eğer siz de bu haktan yararlanıp yararlanamayacağınızı merak ediyorsanız, engel oranınızı ve sağlık raporunuzu kontrol ettirmeyi ihmal etmeyin.













