Türkiye’de gayrimenkul piyasasında son yıllarda dikkat çeken değişim, yatırımcıların alışkanlıklarını kökten değiştiriyor. Büyük şehirlerdeki yüksek katlı rezidans ve apartman projelerine olan talep, deprem riskinin gündemde sıkça yer almasıyla birlikte azalmaya başladı. Yatırımcılar artık yalnızca şehir merkezindeki lüks konutlara yönelmek yerine, güvenli ve uzun vadede değerini koruyacak alternatifler arıyor.
Bu değişim, hem yerli hem de yabancı alıcılar için yeni fırsat kapılarını aralıyor. Kırsal bölgelerdeki arsa ve tarla yatırımları, geniş araziler üzerinde müstakil ev ya da prefabrik konut kurma imkânı ile hem güvenli hem ekonomik bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Deprem kaygısının yoğun olarak hissedildiği İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyükşehirlerde yüksek katlı binalardan uzaklaşan yatırımcılar, daha sağlam zeminlerde ve doğayla iç içe yaşam alanlarını tercih ediyor. Bu eğilim, gayrimenkul sektöründe klasik anlayışın yerini “toprak ve arsa yatırımı”na bırakmaya başladığını gösteriyor. Uzmanlar, altyapı projeleriyle değerlenen bölgelerde arsa ve tarla yatırımlarının önümüzdeki yıllarda da yükselişini sürdüreceğini vurguluyor. Büyükşehirlerde artan kira ve konut fiyatları, kırsalda yaşam arzusuyla birleşince arsa yatırımı hem güvenli hem de kârlı bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Yabancı Yatırımcılar İçin Türkiye’de Arsa Çekim Merkezi
Türkiye’nin arsa ve tarla piyasası, son yıllarda sadece yerli yatırımcıların değil, yabancı alıcıların da dikkatini çekiyor. Ukrayna, Rusya, Almanya, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’dan gelen yatırımcılar, yüksek bütçeleriyle rekabeti artırıyor. Araştırmalara göre yabancı alıcıların en çok ilgisini çeken şehirler arasında İzmir, Ankara, Mersin, Muğla, Yalova, Bursa, Kocaeli, Sakarya, İstanbul ve Antalya bulunuyor.
İzmir, Ege Bölgesi’nin ticaret ve turizm merkezi olarak hem yaşam kalitesi hem de yatırım potansiyeli ile öne çıkıyor. Ankara, başkent kimliği ve diplomatik merkez olma özelliğiyle yatırımcılar için cazibesini koruyor.
Mersin, liman kenti olması sayesinde ticari avantaj sağlarken, Muğla Bodrum ve Fethiye gibi turizm merkezleriyle yabancı ilgisini çekiyor. İstanbul ise ekonomik ve kültürel merkezi olması dolayısıyla yatırımcıların ilk tercihleri arasında yer alıyor. Antalya, yaşam kalitesi ve turizm odaklı cazibesi ile listenin başında bulunuyor.
Yerli Yatırımcılar Güvenli Toprakları Tercih Ediyor
Deprem riskine karşı güvenli yaşam arayışı, yerli yatırımcıları yüksek katlı binalardan uzaklaştırıyor. Geniş araziler üzerinde kurulan müstakil evler ve prefabrik yapılar, hem ekonomik hem de uzun vadeli değer artışı sağlıyor. Kırsalda yaşamın cazibesi ve şehir merkezlerindeki yüksek kira maliyetleri birleşince, arsa ve tarla yatırımları hem güvenli hem de kârlı bir alternatif olarak öne çıkıyor. Özellikle altyapı projelerinin hız kazandığı ve ulaşım olanaklarının geliştiği bölgelerde, arsaların değeri hızlı bir şekilde artıyor.
Uzmanlar, bu trendin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini ve gayrimenkul sektöründe arsa yatırımlarının öne çıkacağını belirtiyor. Hem yerli hem yabancı yatırımcılar için bu tür yatırımlar, hem güvenli hem de uzun vadede kazanç sağlayan bir araç olarak öne çıkıyor. Gayrimenkul piyasasındaki bu dönüşüm, şehir merkezlerinden kırsala doğru genişleyen bir hareketin habercisi olarak yorumlanıyor.